ÖZLÜYORUM
1 sayfadaki 1 sayfası
ÖZLÜYORUM
OZLUYORUM
Özlüyorum seni.
Gücüm yetmiyor unutmaya
Özlüyorum
Elini tutmayi sesini duymayi
Boynuna sarilip omuzunda aglamayi
Nedensiz sevinçleri
Hasret dolu sevgi dolu simsicak düslerimi
Özlüyorum
Gücüm yetmiyor unutmaya
Seni aramazsam unuturum sanmistim
Girmez sanmistim hayalin beynime
Geceleri düslerimde
Gündüz baktigim heryerde seni
Özlüyorum..
Renkler gitmenle soldu
Kirmizi kirmiziligini unuttu
Mavi maviliginin farkinda degil
Beyaz yanliz sen giydiginde
güzelligini haykiriyormus
Özlüyorum
Bu özlem bu bekleyis hiç bitmiyecek
Ruhumda sana açan eflatun renkli çiçekler
solmayacak
Olmasanda sensiz sensizligi yasatacagim
Sensiz seninle olmayi basaracagim
Sonun yaklastigini hissettigim gün
Beyaz, bembeyaz mendilimi sallayarak
Sensiz yasamin kahrediciligine veda ederek
Seninle sonsuzluga kavusacagim..
Yokluğundaki Sen
Yine yalnız değilim her zamanki gibi
Bu Uzakdoğu gecesinde yokluğunlayım,
Aramızda yirmibeşbin kilometre
Sen kıştasın ben yazdayım
Sen bir yarısında dünyanın
Ben öte yarısındayım
Yine de bırakmıyor ellerimi yokluğun
Daha da bir gönlümcesin
Varlığından bin kat güzel
O yalımsal çıplaklığın yalaz yalaz
Ve en gizlerden konuşurken ellerin
İçimden gelmiyor mektup yazmak demeden
Sevişiyoruz yirmibeşbin kilometreden
Gizledikçe Aşk
Kışın soğuk balıktan günlerini sayıyorum ağımda.
O yaza hiç dönülmeyecek!
O başlatılmamış, o varsayılan ortasında yasanmış sevda
yakılmamış bir mum gibi aklımda.
Kesik ağzıyla suları iğrilten
boğaza karşı durup da
oraların kuşu yalıçapkınını hecelemiştik
beyaz bir yelkenli geçisiyle sulara.
Kışın vurgusu açık, bağımsız bir ses,
esiyor bize değmeden, bizden almadan
hiç uğramadığımız biryerlerden doğruca.
Uçuyor cinsiyetin kindar ağzıyla.
İbret olsun diye savuruyor
uzaklara bir meddücezir haritasını.
Ne uzanma, ne geri çekiliş;
biz varsayılanın ortasında
iki içine işleyen zaman,
iki uyurgezer nokta.
Şimdi sen bile bu şiir için
çeperleri kapanmış, kendi başına bir ses,
kışın soğuk balıklardan takviminde
sadece kendine dökülen bir yapraksın.
Yaliçapkını yeni bir sözcüğe uçuyordur şimdi
bilmediğimiz bir lügatta
Gönül Çeşmesi
Akşamın dökülen gülleri suda
Çapkın yıldızların elleri suda
Dolunay gelindir telleri suda
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
Sonsuzca köprüdür dağ, tepe, bayır
Irmaklar düşünür pınarlar uyur
Susayan ruhları sesinle doyur
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
Hep sana uzanır gölgeden yollar
Üzgün bulutlara özlemin dolar
Gözüne değmeyen çiçekler solar
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
Silinsin bu akşam dünyanın pası
Yeniden tutuşsun kalbin yarası
Dolsun şairlerin sihirli taşı
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
Özlüyorum seni.
Gücüm yetmiyor unutmaya
Özlüyorum
Elini tutmayi sesini duymayi
Boynuna sarilip omuzunda aglamayi
Nedensiz sevinçleri
Hasret dolu sevgi dolu simsicak düslerimi
Özlüyorum
Gücüm yetmiyor unutmaya
Seni aramazsam unuturum sanmistim
Girmez sanmistim hayalin beynime
Geceleri düslerimde
Gündüz baktigim heryerde seni
Özlüyorum..
Renkler gitmenle soldu
Kirmizi kirmiziligini unuttu
Mavi maviliginin farkinda degil
Beyaz yanliz sen giydiginde
güzelligini haykiriyormus
Özlüyorum
Bu özlem bu bekleyis hiç bitmiyecek
Ruhumda sana açan eflatun renkli çiçekler
solmayacak
Olmasanda sensiz sensizligi yasatacagim
Sensiz seninle olmayi basaracagim
Sonun yaklastigini hissettigim gün
Beyaz, bembeyaz mendilimi sallayarak
Sensiz yasamin kahrediciligine veda ederek
Seninle sonsuzluga kavusacagim..
Yokluğundaki Sen
Yine yalnız değilim her zamanki gibi
Bu Uzakdoğu gecesinde yokluğunlayım,
Aramızda yirmibeşbin kilometre
Sen kıştasın ben yazdayım
Sen bir yarısında dünyanın
Ben öte yarısındayım
Yine de bırakmıyor ellerimi yokluğun
Daha da bir gönlümcesin
Varlığından bin kat güzel
O yalımsal çıplaklığın yalaz yalaz
Ve en gizlerden konuşurken ellerin
İçimden gelmiyor mektup yazmak demeden
Sevişiyoruz yirmibeşbin kilometreden
Gizledikçe Aşk
Kışın soğuk balıktan günlerini sayıyorum ağımda.
O yaza hiç dönülmeyecek!
O başlatılmamış, o varsayılan ortasında yasanmış sevda
yakılmamış bir mum gibi aklımda.
Kesik ağzıyla suları iğrilten
boğaza karşı durup da
oraların kuşu yalıçapkınını hecelemiştik
beyaz bir yelkenli geçisiyle sulara.
Kışın vurgusu açık, bağımsız bir ses,
esiyor bize değmeden, bizden almadan
hiç uğramadığımız biryerlerden doğruca.
Uçuyor cinsiyetin kindar ağzıyla.
İbret olsun diye savuruyor
uzaklara bir meddücezir haritasını.
Ne uzanma, ne geri çekiliş;
biz varsayılanın ortasında
iki içine işleyen zaman,
iki uyurgezer nokta.
Şimdi sen bile bu şiir için
çeperleri kapanmış, kendi başına bir ses,
kışın soğuk balıklardan takviminde
sadece kendine dökülen bir yapraksın.
Yaliçapkını yeni bir sözcüğe uçuyordur şimdi
bilmediğimiz bir lügatta
Gönül Çeşmesi
Akşamın dökülen gülleri suda
Çapkın yıldızların elleri suda
Dolunay gelindir telleri suda
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
Sonsuzca köprüdür dağ, tepe, bayır
Irmaklar düşünür pınarlar uyur
Susayan ruhları sesinle doyur
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
Hep sana uzanır gölgeden yollar
Üzgün bulutlara özlemin dolar
Gözüne değmeyen çiçekler solar
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
Silinsin bu akşam dünyanın pası
Yeniden tutuşsun kalbin yarası
Dolsun şairlerin sihirli taşı
Gündüz sustun gece söyle gönül çeşmesi
B.Ali Sancak- ALIBEYOGLU
- Mesaj Sayısı : 59
Nereden : Augsburg/Almanya
Kayıt tarihi : 03/10/07
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz